23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hakkında kapsamlı bilgilendirme portalı
31 Mart 2013 Pazar
2013 TRT Çocuk Şenliği Programı
TRT 35. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği bu yıl İzmir'de düzenlenecek. Şenlik bu yıl 14-24 Nisan 2013 tarihleri arasında İzmir fuar alanında Atatürk Açıkhava tiyatrosunda gerçekleşecek.
Şenliğe gelenler Türk Milli Olimpiyat Komitesi’nin, çocuklar için İzmir’de kurulacak olan Çocuk Ülkesi’nde hazırladığı ‘’Oli’nin Dünyası’’ stantında doyasıya eğlenecekler.
Ayrıca Pınar Çocuk Tiyatrosu’nun, İzmir Devlet Tiyatroları’nın, Sıcakkan Sanat Çocuk Tiyatrosu’nun, Uzay Kampı’nın, TRT Çocuk Kanalı’nın gösterileri ile Kültürpark’ta bulunan İsmet İnönü, Gençlik Tiyatrosu ve İzmir Sanat kültür merkezlerinde, ücretsiz sinema ve tiyatro gösterileri ile kültüre, sanata ve eğlenceye doyacaklar.
İzmir fuar alanında bulunan Atatürk Açık Hava Tiyatrosu’nda konuk ülkelerin kendi folklor performanslarını sergileyecekleri 8 adet program gerçekleştirilecek.
Söz konusu programlar, yerli ve yabancı pek çok kanal tarafından ekrana taşınacak. Ayrıca söz konusu açık hava tiyatrosunda TRT Çocuk Folklor Grubu’nun ve Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü himayesindeki çocukların folklor oyunları sergilenecek.
Ayrıca tüm şenlik etkinlikleri Çocuk Ülkesi de dahil olmak üzere ücretsiz ve halka açık olacak.
TRT 35. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği 2013 – İzmir
14-24 Nisan 2013
Yer: Atatürk Açıkhava Tiyatrosu – İzmir Fuarı
ETKİNLİK PROGRAMI:
16.04.2013
İzmir Devlet Tiyatrosu ” Küçük Prenses”
14:00
İzmir Sanat
16-20 Nisan 2013
Dünya Çocukları Gösterileri
Her gün 7 ülkenin katılımı ile gerçekleştirilecek.
Kültürpark Atatürk Açık Hava Tiyatrosu
TRT kanallarından canlı olarak yayınlanacak.
16-23 Nisan 2013
Oli’nin Dünyası Gösterileri
11:30
İsmet İnönü Kültür Merkezi
16-18 Nisan 2013
ÇHGM Folklor Gösterileri
15:00
Atatürk Açık Hava Tiyatrosu
16-20 Nisan 2013
Çocuk Folklor Ekibi
15:00
Atatürk Açık Hava Tiyatrosu
16 Nisan 2013
Mustafa Ceceli Konseri
16-23 Nisan 2013
Pınar Çocuk Tiyatrosu Aladdin’in sihirli Lambası
İzmir Gençlik Merkezi
16-19 Nisan 2013
Keloğlan Masalları Müzikali
12:30
Kültürpark Çim Alanı
16-23 Nisan 2013
TRT Çocuk Film Kuşağı
İsmet İnönü Sanat Merkezi
18 Nisan 2013
İzmir Devlet Tiyatrosu Harikalar Mutfağı
14:00
İzmir Sanat
20-23 Nisan 2013
Pepee Konseri
12:30
KültürPark Çim Alanı
20 Nisan 2013
Hopdedik Toptomar Tiyatro Oyunu
14:00
İzmir Sanat
20-22 Nisan 2013
Uzay Kampı Gösterisi
14:30
İsmet İnönü Sanat Merkezi
22 Nisan 2013
Kim Korkar Depremden Tiyatro Oyunu
11:30 – 14:30 | 2 Seans
İzmir Sanat
Etiketler:
2013 TRT Çocuk Şenliği Programı,
23 nisan,
23 nisan bayramı,
23 nisan bayramı neden kutlanır,
23 nisan bayramı resimleri,
23 nisan cocuk bayrami,
23 nisan egemenlik bayramı,
23 nisan egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan gösterileri,
23 nisan milli egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik bayramı ile ilgili yazı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı gösterileri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı nedir,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı resimleri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı şarkıları,
çocuk bayramı,
trt,
trt çocuk şenliği
30 Mart 2013 Cumartesi
2013 TRT Çocuk Şenliği'nde Neler Var?
14-24 Nisan 2013 tarihlerinde düzenlenecek olan TRT 35. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ne İzmir ev sahipliği yapacak.
" Uluslararası Çocuk Ve Medya" Kongresinin ikincisi, uluslararası geniş bir katılım beklenen uzman ve akademisyenlerle Çocuk Medyasında İçerik Sağlayıcıların Tutumları" ana başlığı altında3 gün sürecek ve 16-17-18 Nisan 2013 tarihlerinde İzmir'de gerçekleştirilecek.
Şenlik için ülkelerinden gelen konuk çocuklar, ailelerin yanında konaklayacak, Türk çocukları ve aileleriyle kaynaşacak, gerek şehirde gerekse ilçelerinde çeşitli etkinliklere katılacaklar.
TRT’nin tüm kanalları ve programlarında etkinlik tanıtımı yer alacak, tüm etkinlikler yayınlanacak ve etkinlikler sonrasında da yapılan işler programlara konu edilecek.
15 – 23 Nisan 2013 tarihleri arasında İzmir Fuar alanında açık ve kapalı alanlarda birçok etkinlik ile oluşturulacak olan “ÇOCUK ÜLKESİ” tüm şenlik süresince konuk ve şehir çocuklarını ağırlayacak. Tamamı ücretsiz olarak sadece çocukları mutlu etme amaçlı kurulacak olan “Çocuk Ülkesi”ne tüm çocuklar davetli.
15 Nisan 2013“ŞENLİK YÜRÜYÜŞÜ” coşkuyu en üst düzeye çıkaracak şekilde İzmir Kültürpark fuar alanı içinde gerçekleştirilecek.
İzmir fuar alanında bulunan Atatürk Açık Hava Tiyatrosu’nda konuk ülkelerin kendi folklor performanslarını sergileyecekleri programlar gerçekleştirilece.
İzmir Fuar alanında bulunan İsmet İnönü, İzmir Sanat kültür merkezleri ve Gençlik Tiyatrosunda şenlik boyunca ücretsiz sinema ve tiyatro gösterileri ile çocuk odaklı değişik sergiler düzenlenecek.
İzmir fuar alanında bulunan Atatürk Açık Hava Tiyatrosu’nda ve açık alanlarda sevilen sanatçıların konserleri düzenlenecek, söz konusu programlar TRT'de canlı olarak yayınlanacak.
Etiketler:
2013 TRT Çocuk Şenliği Programı,
23 nisan,
23 nisan bayramı,
23 nisan bayramı neden kutlanır,
23 nisan bayramı resimleri,
23 nisan bayramının anlamı,
23 nisan cocuk bayrami,
23 nisan egemenlik bayramı,
23 nisan egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan gösterileri,
23 nisan milli egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik bayramı ile ilgili yazı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı gösterileri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı nedir,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı resimleri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı şarkıları,
çocuk bayramı,
trt,
trt çocuk şenliği
29 Mart 2013 Cuma
23 Nisan TRT Çocuk Şenliği Nerede Yapılacak?
Dünyanın ilk ve tek çocuk bayramı olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, TRT’nin 35.sini düzenleyeceği Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ile bu yıl İzmir’de bir başka coşku ile kutlanacak. Şenlikler 14-24 Nisan arasında düzenlenecek.
EXPO 2020 aday şehrimize destek olmak amacıyla İzmir’i tüm dünyaya bir kez daha anlatma amacını da üstlenen şenlikte, İzmir halkı, yabancı konuklarına ülkemizin tarihi ve kültürel tüm değerlerinin yanı sıra Türk misafirperverliğinin de unutulmayacak bir örneğini de sunacak.
EXPO 2020 aday şehrimize destek olmak amacıyla İzmir’i tüm dünyaya bir kez daha anlatma amacını da üstlenen şenlikte, İzmir halkı, yabancı konuklarına ülkemizin tarihi ve kültürel tüm değerlerinin yanı sıra Türk misafirperverliğinin de unutulmayacak bir örneğini de sunacak.
Etiketler:
2013 TRT Çocuk Şenliği Programı,
23 nisan,
23 nisan bayramı,
23 nisan bayramı neden kutlanır,
23 nisan bayramı resimleri,
23 nisan cocuk bayrami,
23 nisan egemenlik bayramı,
23 nisan egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan gösterileri,
23 nisan milli egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik bayramı ile ilgili yazı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı gösterileri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı nedir,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı resimleri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı şarkıları,
çocuk bayramı,
trt,
trt çocuk şenliği
28 Mart 2013 Perşembe
23 Nisan'ın Anlamı
Bilindiği üzere 23 Nisan 1920’de kurulup açılan TBMM, Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli ve millî bayramlarımızdan birinin nedenidir. 23 Nisan 1929’dan beri “Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak bu büyük eseri anıyor ve kutluyoruz. Ne yazık ki, 12 Eylül 1980’den önce Atatürkçülük dışı çeşitli akımlar ve yanlış politikalar yüzünden Türkiye Cumhuriyeti çökme tehlikesi atlatmıştı. Atatürk’ün, cumhuriyeti emanet ettiği genç kuşaklardan oluşan Atatürkçü ordu, devleti uçurumun kenarından çevirerek kendi asil kimliğine yeniden kavuşturdu.
Kurucu Meclis niteliğinde oluşturulan yeni Meclis’in bir kanadını teşkil eden Danışma Meclisi, millî bayramlarımıza, Millî Güvenlik Konseyi ile birlikte büyük önem veriyordu. 23 Nisan’ın Anlamı başlığı altındaki bu bölümü bazı Danışma Meclisi üyelerinin 23 Nisan 1983’te ve 88’nci birleşimde yaptıkları konuşma ve değerlendirmelerinden bölümler alarak oluşturmak istiyorum:
Abdülbaki Cebeci-Yeni Türkiye Devleti’nin temeli salt bağımsızlık, özü ise ulusal egemenliktir. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, Türk ulusunun savunma kalesi olarak Ankara’da yükselmesi, dünya düşünce alanında, yalnızca bir kavram niteliğinde kalmış olan ulusal egemenlik düşüncesini dinamizme kavuşturmuş, bir sistem olarak gerçekleştirmiş, işler duruma getirmiştir.
Atatürk 24 Nisan 1920’de hükümet kuruluşu üzerine yaptığı konuşmasında şöyle demişti:
“Mecliste beliren ulusal iradenin yurt yazgısına doğrudan doğruya el koymasını benimsemek temel ilkedir. TBMM’nin üstünde bir güç yoktur. Ulusal egemenliğin her şeyden önce kendisini göstermesi için Yüksek Meclisimiz olağanüstü yetkilerle toplantıya çağrılmıştır. Ulusumuz hiç kimsenin iznine gerek görmeden ve izin vermeyenlere karşı isyan ederek ulusal egemenliğini almıştır. Alınmış olan egemenlik hiçbir biçimde bırakılamaz ve geri verilemez.”
23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramının, siyasal ve hukuksal anlamında, en az Cumhuriyet Bayramı ölçüsünde büyük bir ulus bayramı olduğu kuşkusuzdur.
Hamza Eroğlu – Mustafa Kemal Paşa’nın millî egemenlik ilkesine dayanan ilk açıklaması Samsun’dan Sadarete (Başbakanlığa) verdiği 22 Mayıs 1919 tarihli raporunda belirtilmiştir: “Millet, millî hâkimiyet esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul etmiştir, bunun için çalışacaktır.”
Atatürk, Millî Egemenlik teorisini işlerken büyük bir beceri ve büyük bir bilgi gücüyle Türk gerçeğine cevap verecek şekilde bunu ele almış ve geliştirmiştir.
Süleyman Sırrı Kırcalı— “23 Nisanlar yalnız bir tören olarak yaşanan değil, bütün bunların gözden geçirildiği günler olmalıdır. Hele, 12 Eylül’e getirilen, içinde yaşadığımız 23 Nisanların devamı olan bu mutlu ve tarihî günlerde 23 Nisan ruhu ona yakışır bir derecede değerlendirilmelidir. Ulusal egemenliğimizin bayramını, çocuklarımızın bayramıyla birleştirmenin başka ne anlamı olabilir. Neyi, kime emanet ettiğini çok büyük bir isabetle tayin eden ve bunda yanılmayan büyük Atatürk’ün, ulusal egemenliği çocuk bayramıyla birleştirmesi, onun dehasının büyük eseridir.
Utkan Kocatürk— Her milletin tarihinde dönüm noktası teşkil eden önemli günler vardır. 23 Nisan 1920, bizim tarihimizde belki de şereflerin en büyüğüne lâyık bir gündür.
…23 Nisan Millî Mücadele tarihinin olduğu kadar, Türk demokrasi tarihinin de dönüm noktasıdır. Türkiye’de millî hükümet esasının simgesidir. Daha geniş anlamda, memleketimizde cumhuriyetin ifadesidir.
…23 Nisan’ın, Millî Egemenlik Bayramının yanı sıra, Çocuk Bayramı olarak da kutlanması çok anlamlıdır. Bu suretle millî hâkimiyet kavramıyla milletin geleceğini temsil eden çocuk kavramı en güzel şekilde birbirine bağlanmıştır. Unutmamalıyız ki, Atatürk’ün önemli sosyal hareketlerinden biri de toplumumuzda çocuğa verdiği değerdir. Yarının gencini, istikbalin büyüğünü teşkil edecek olan çocuk kavramı, Atatürk’te en anlamlı şeklini kazanmıştır. Zira, ilkelerine bağlı, çalışkan, memleketsever bir gençlik Atatürk’ün ideali idi: “Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak” derken, bu gençliği kastediyordu. Bu bakımdan, çocuklarımız ve gençlerimiz Atatürk’ü gerçek anlamıyla kavramalı, onun istediği, ona lâyık evlâtlar olmaya çalışmalıdır.
Bazı Anılar ve Çocuk Esirgeme Kurumu:
Yukarıda kendisinden nakiller yaptığım Süleyman Sırrı Kırcalı, sözünü ettiğim konuşmasında “Yeni Türk harfleri ile bulup okuyabildiğim ilk gazetelerde, 1929 yılı 23 Nisanında Çocuk Haftası yerleşmişti bile. Gazetelerde haftanın nasıl yaşandığı, Cumhurbaşkanı Gazi Paşa’nın çocukları nasıl kabul ettiği, onlarla neler görüştükleri resimleriyle uzun uzun anlatılıyor. Bu, Türkiye için olduğu gibi, dünya için de büyük bir olaydı, şimdi de olduğu gibi!” demektedir.
Takdir olunur ki, “bazı anılar” başlığı altında, Atatürk’ün çocuk sevgisine değinmeden geçemeyiz. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterlerinden Hasan Rıza Soyak, “Atatürk’ten Hatıralar” adıyla 1973’de yayınladığı eserinde, Ölümsüz Önderimizin çocuk sevgisi hakkında şunları söylemektedir:
“Atatürk çocukları çok severdi. Onun dilinde çocuk, sevgi demekti. Sevdiklerine, hangi yaşta olursa olsunlar, “çocuk” diye seslenirdi. Kendisinin çocuğu olmamıştı; bundan dolayı vakit vakit iç acısı duymuş mudur bilmiyorum ama, doğrusu ben buna hiç ihtimal vermiyorum; bütün Türk yavruları onun öz çocukları gibiydi. O, bu yavrulara öylesine gönül vermiş, onlar da ona öylece candan bağlanmışlardı. Dünyada böyle bir mutluluğa erişmiş kaç insan vardır ve böyle bir insanın yüreğinde öyle bir üzüntü nasıl yer tutabilir.
Bir gün yanma girdiğim zaman, onu (Ülkü’yü) yine büyük adamın kucağında bulmuştum; şakalaşıyorlardı. Çocuk katıla katıla gülerek onun altın saçlarını çekiyor, burnuna yapışıyor, ara sıra yumak elleriyle yüzüne küçük küçük tokatlar indiriyordu.
O da çocuklaşmış gibiydi; bir yandan kahkahalarla gülüyor, bir yandan da güya başını korumaya çalışıyordu. Bir aralık bana baktı, gök parçası gözleri sevgi ve neşeden ışıl ısıldı:
“Çocukluk ne güzel şey.. Çocuklar ne sevimli, ne tatlı yaratıklar değil mi? En çok hoşuma giden halleri nedir bilir misin?.. Riyakârlık bilmemeleri, bütün istek ve duygularını içlerinden geldiği gibi açıklamaları” dediğini anlatan Soyak, anılarına şöyle devam etmektedir:
“Başka bir gün çocuk terbiyesinden konuşuyordu, bu konudaki mütalâalarını izah etti:
Çoğu ailelerin öteden beri çok kötü bir alışkanlıkları var; çocuklarını söyletmez ve dinlemezler. Zavallılar lâfa karışınca, sen büyüklerin konusuna karışma der, sustururlar. Ne kadar yanlış, hatta zararlı bir hareket. Halbuki tam tersine, çocukları serbestçe konuşmaya; düşündüklerini, duyduklarını olduğu gibi ifadeye teşvik etmelidirler; böylece hem hatalarını düzeltmeye imkân bulunur, hem de ileride yalancı ve riyakâr olmalarının önüne geçilir.
Kısacası, artık, çocuklarımızı düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da, başkalarının samimî düşüncelerine saygı beslemeye artık alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışmalıyız. Bence bunlar, çocuk terbiyesinde ana kucağından, en yüksek eğitim ocağına kadar her yerde, her zaman üzerinde durulacak önemli noktalardır. Ancak bu suretledir ki, çocuklarımız memlekete yararlı bir vatandaş ve mükemmel birer insan olurlar.”
Evet, Atatürk ve çocuk “Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı” sunageldiğimiz böylesine duygu ve çabalarla iç içedir, özdeştir. Çabalar deyince “Çocuk Esirgeme Kurumu”nu anımsamamaya olanak var mıdır? Bu kuruluş da Atatürk’ün eseridir. O, özellikle ve başta Kurtuluş Savaşı’na katılan, şehit ve malûl yurttaşların çocuklarına gerekli yardımları yapmak üzere, 30 Haziran 1921 ‘de “Himaye-i Etfal Cemiyeti”ni kurdurmuştu. Bu dernek, Mustafa Kemal’in özlediği çocukların ve gençlerin yetişmesine yardımcı olacaktı ve olmuştu.
Bu Cemiyet, 19 Ocak 1952’de “Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu” adını aldı. Bakanlar Kurulu’nun 19 Ocak 1952 gün 8012 sayılı kararıyla tüzük değişikliği yapılarak, Atatürk’ün amacına ve toplumun ihtiyaçlarına daha uygun duruma getirildi.
Çocuk Haftasının ilk kutlanışı 23-29 Nisan 1929’da olmuş, ilk gün Çocuk Bayramı kabul edilmiş, Mustafa Kemal Paşa, Ankara Palas’ta yapılan Birinci Çocuk Balosu’na katılmıştı.
Bu yazımla 23 Nisan’ın özünde saklı amaç ve ruhu, çeşitli düşüncelere, görüşlere ve hatta anılarla, kuruluşlara değinerek anlatmaya çalıştım. Yeni bilgi ve belgeler sunmadığımı, sunamadığımı biliyorum. Şunu da biliyorum ki, bunları birlikte hatırlamak da ruhlarımızı, inançlarımızı tazeleyecek ve pekiştirecektir.
Ve nihayet, hepimizin ilk ve son sözümüz “Yaşasın Atatürkçülük ve Millî Egemenlik” demek olacaktır!..
Etiketler:
2013 TRT Çocuk Şenliği Programı,
23 nisan,
23 nisan bayramı,
23 nisan bayramı neden kutlanır,
23 nisan bayramı resimleri,
23 nisan bayramının anlamı,
23 nisan cocuk bayrami,
23 nisan egemenlik bayramı,
23 nisan egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan milli egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik bayramı ile ilgili yazı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı gösterileri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı nedir,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı resimleri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı şarkıları,
ataürk,
çocuk bayramı,
milli eğitim bakanlığı,
türkiye büyük millet meclisi
27 Mart 2013 Çarşamba
23 Nisan'ın Çocuk Bayramı Olmasının Tarihçesi
1929 yılında yayınlanan çocuk haftası dergisinde; çocuk haftası nasıl olacak, çocuk bayramı nedir? Çocuk haftasının ihdasının sebepleri nedir? Konuları ele alınarak, 23 Nisan çocuk bayramı programı yayınlanmıştır. Bu programda kutlama töreni sırasında yapılacak çalışmalar ayrıntılarıyla belirtilmiştir. Adı geçen yayında çocuk haftası kutlamalarında şu etkinliklerin yer alması istenilmektedir;
- çocuk bayramı günü gazetelerde çocukla ilgili makalelerin yayınlanması mümkünse özel sayı şeklinde çocuğun hayatı, yaşayışı, eğlenceleri, okullardaki terbiye sistemi, çocuk masalları ve birçok konunun resimlerle ve makalelerle işlenmesi,
- dükkânların ve evlerin himaye-i etfal bayraklarıyla süslenmesi,
- şube ve merkezler ve anne babaların desteklenerek çocuklara bayram elbisesi yapılması
- himaye-i etfal'in merkez ve şubelerinde bayramlaşmaların yapılması ve çocukların birbirlerine himaye-i etfal'in tebrik kartlarını göndermeleri,
- 23 Nisandan bir veya iki gün önce başlayarak bütün dükkânlarda çocuklara ait eşyaların vitrinlerde teşhiri çocuk bakımı, hastalıkları, giyimi ve gıdasına ait levhaların teşhiri
- bayram yerlerinde salıncak, atlı karınca, hokkabaz, kukla, karagöz gibi eğlenceler düzenlenmesi
- çocukla ilgili önemli sözlerin yer aldığı levhaların çeşitli yerlere asılması,
- himaye-i etfal'e ait yazı ve öğütlerin sinemalarda gösterilmesi,
- bayram süresince çocukların sinema tiyatro gibi eğlence yerlerine ücretsiz girmesi,
- mevcut bulunan nakliye vasıtalarının 2 saat için himaye-i etfal'e tahsis edilmesi ve hükümet binalarının önünden geçiş sırasında vali ve belediye başkanlarını korteji selamlamaları,
- çocuklara hediye edilmek üzere oyuncak bisküvi şeker vb. uygun hediyelerin bağış olarak toplanması,
- uçaklar tarafından çocuklara ilişkin bildirilerin atılması,
- uygun yerlerde balo ve müsamerelerin düzenlenmesi,
- 12 yaşına kadar olan çocuklar ve ailelerin otobüs, tramvay, vapur ve tünelden ücretsiz yararlanması,
- resmi geçit müzikli geçitlerde çocukların çiçek, yaprak ve dallarla düzenlenmiş araçlarla geçidi,
- geçitler sırasında fabrika vapur ve otomobillerin düdük çalarak törene iştirakleri,
- gürbüz çocuklarla zayıf çocukları karşılaştıracak yazıların hazırlanması,
- 6 çocuk sahibi ailelerin desteklenerek, mümkün olduğunca ailelere imtiyaz sağlanması,
- genel merkezce demeçlerin yayınlanması, şeklinde ana başlıklar çıkarılarak çocuk haftasının kutlanması. (çocuk haftası - 1929)
Çocuk esirgeme kurumu halen günümüzde uygulanan bir geleneği hayata geçirmiştir. Çocuklarımızın bazı görevlere temsili olarak oturması çocuk haftası nedeniyle 1929 yılında uygulanmaya başlanmıştır.
1929 yılında bir hafta süreyle kurulan komitenin genel kâtipliğini yürüten sevim ve komite başkanlığını yürüten Burhanettin; büyük Gazi’ye, büyük milletvekilleri reisliğine, büyük başvekile, himaye-i etfal merkezi reisliğine, Türk ocakları merkez heyeti reisliğine telgraf çekerek, isteklerini şu şekilde dile getirmişlerdir.
"bu gün hakimiyeti milliye bayramı. Bayramınızı tebrik ederiz. Biz bütün Türkiye çocukları büyük bir sevinç içindeyiz. Bu mübarek hakimiyet gününde çocukların da hakimiyetini kabul ettiğiniz için size ayrıca teşekkür ederiz."
İstanbul Türk ocağı mühürüm ve yazıhanenin anahtarını teslim alan komite, haftanın bitiminde umumi kâtip sevim dileklerini sunmuştur. Çocuk komitesinin çocuklarla ilgili dilekleri sanırız, bu gün bile güncelliğini korumaktadır.
Çocuklar dileklerini şu başlıklar altında toplamıştır;
1- her çocuğa müsavi gıda, sıhhat ve hayat isteriz.
2- çocukların dilenmesini meneden kanunlarınızı şiddetle tatbik etmenizi isteriz.
3- çocukların evlerde, mekteplerde, sokaklarda, her yerde dövenlere karşı adil davranmanızı, çocuklara zulmü men edecek ve cezalandıracak bir kanun çıkarılmasını isteriz.
4- çocukların hamallığını, yük taşımasına mani olmanızı isteriz.
5- çocukların ağır işlerde çalıştırılmamasını isteriz.
6- çocuk sinemaları isteriz.
7- fakir, zengin çocuklar için izci teşkilatı isteriz
8- her çocuğa mektep isteriz
9- sokaklarda yatan çocuklara çatı isteriz.
10- fakir çocukları himaye için himaye-i etfal'in her tarafa yayılmasını ve kuvvetlenmesini isteriz. (çocuk haftası 1930)
Bir başka kaynakta, çocuk haftası boyunca çocuklara yönelik yapılan çalışmalar şu şekilde özetlenmektedir.
"çocuk haftası boyunca, okulların katılımıyla alaylar tertip edilmiş, müsamere ve eğlenceler yapılmış, bütün nakliye araçları, tramvaylar, vapurlar meccanen çocuk taşımış, sinemalar ve eğlence yerleri çocuklar için açık tutulmuş, Türk ocağı çocuk haftası eğlenceleri ve faaliyeti için açık tutulmuş, burada çocuk sergisi açılmış, geceleri çocuk aileleri için konferanslar verilmiş, bütün çocuklara ait eşyalarını camekanlarda teşhire başlamış, cemiyet kendi himayesindeki çocukları giydirerek alaylara iştirak ettirmiş, kolordu, bahriye ile Darüşşafaka ve diğer mızıkalar gündüz ve geceleri eğlencelere katılmış, taksim ve fatih parklarında eğlenceler yapılmış, "gürbüz çocuklar" müsabakaları yapılmıştır. (halk, 1929)
Kurumun çocuk haftası etkinlikleri ileri yıllarda tüm ülke düzeyine yayılarak sürmüştür. Yukarıda sayılan etkinlikler en küçük mahalli birimlerde bile çocukların katılımıyla şenlik havasında kutlanmıştır. Devlet büyükleri ve çocuk esirgeme kurumu yetkilileri çocuk davasıyla ilgili görüşlerini hafta boyunca radyolarda işleyerek konunun önemine değinmişlerdir. Çocuk sorunları ve çocuk haftasıyla ilgili tüm haberler dönemin gazetelerinde yer almıştır. Kurum "çocuk haftası" isimli resimli bir dergi yayınlayarak faaliyetlerini ve devlet büyüklerinin demeçlerini yayınlamıştır.
Çocuk haftası Ankara’da yapılacak program tespit edildi.
23 Nisan 1931 perşembe günü başlayıp tam bir hafta sürecek olan çocuk haftası programı aşağıda yazıldığı şekilde tespit edilmiştir;
l- 23 Nisan milli ve ayni zamanda çocuk bayramıdır. bugün her seneye nispetle bu yıl daha fazla tesit edilecektir, şöyle ki:
a- 23 Nisan 1931 sabahı saat sekizde şehrin bütün nakliye vesaiti çocuk sarayı önünde hazır bulunacak ve o saatte sarayda toplanmış bulunan çocuklar gelene vesaite bindirilerek önde muzika olduğu halde saat dokuzda hareketle çocuk sarayı, saman pazarı, mukaddem caddelerini takiben namazgâh noktası, cumhuriyet caddesi, gazi Mustafa Kemal Caddesi üzerinden Çankaya’da gazi, ismet, Fevzi Paşalar hazeratı ziyaret edildikten sonra dönülerek Yenişehir'de meclis reisi kazım paşa hazretlerinin konaklarına gidilecek ve oradan çıkılınca kazım ve ismet paşa caddeleri dolaşılmak şarkiyle cumhuriyet, bankalar caddelerinden millet meydanına gelinecektir. orada çocuklar otomobillerden indirilecekler ve yaya olarak önde muzika, müzikanın arkasında izciler, ortada çocukları gezdirmeye memur olan heyet, heyetin yanında, belediye ve çocuk sarayında nutuk irat edecek olan iki yetim çocuk bulunmak ve heyetin arkasını diğer mektepliler sırası ile takip etmek üzere belediye dairesi önüne gelinecek ve orada çocukları karşılayan vali ve belediye reisine hitaben bir yetim çocuk tarafından nutuk irat edilecek. belediye reisi de şehrin çocuk babası sıfatıyla bu nutka cevap verecektir. belediye önünde, bu şekilde yapılacak merasim biter bitmez, ayni alayla çocuk sarayını gidilip gene orada da diğer bir yetim çocuk merkezi umumi reisine karşı hitabede bulunacak, umumi reis Fuat beyefendi de buna karşı ayrıca bir nutuk irat edecektir.
b- merasim çocuk sarayı önünde bitecek, fotoğraflar alınacak, çocuklar sarayda pasta ve şekerlerle izazü ikram edildikten sonra çocuk bahçesine indirilerek orada muhtelif şekil ve surette eğlenmeleri esbabı temin kılınacaktır.
c- o gece lise ve orta mektep talebesi tarafından fener alayı yapılacaktır.
ç- 23 Nisan 1931 de çocuk balosu ve müsamere verilecektir.
d- o gün bütün esnafın ve halkın himayei eftale yardım etmesini temin etmek neye bağlı ise Ankara merkezi o çarelere başvuracaktır.
e- o gün Ankara merkezi tarafından halka rozet takılacak ve mahallât muhtarları vasıtasıyla de evlere zarflar verilecek ve her ev verilen zarfın içine gönlünden kopan parayı koyup ayni zamanda kapayarak muhtarlara iade edecek ve muhtarlar da bunları toplayıp Ankara merkezine getireceklerdir.
f- sinema, tiyatro, mektep, kahve hane, gazino, bar, dansink, otel, lokanta ve benzerleri yerlerde çocuk haftasının ehemmiyeti, çocuğun kuvveti ve değeri hakkında gerek dil ve gerekse yazı ile propaganda yapılacak her tarafta afişler asılacak ve reklamlar yapılacaktır. bunun için çocuklardan toplu yer yer propaganda heyetleri teşkil edileceği gibi bu tertibat en aşağı bayramdan bir hafta evvel alınmış olacaktır.
j- hakimiyeti milliye gazetesi o gün çocuk bayramının ehemmiyeti ve çocuğun değeri hakkında yazılar yazacaktır.
h- 24 Nisan 1931 de demirli bahçede kır eğlencesi tertip edilecek ve cemiyet tarafından bu eğlenceye iştirak edecek olan çocuklara ziyafet verilecektir. eğlence, tam saat on altıda bitmiş olacaktır.
i- 25 Nisan 1931 de çocuklara sinema seyrettirilecektir.
l- 27 Nisan 1931 de çocuk bahçesinde öğleden sonra çocuklar tarafından spor müsabakası yapılacaktır.
k- 26 nisan 1931'de çocuk bahçesinde, 6' dan fazla çocuklu ailelerle o gün yapılacak gürbüz çocuk müsabakasında kazananlara hediyeler verilecektir. müsabakaya 15 te başlanacaktır.
m- 29 Nisan 1931 de himayeyi eftal merkezi umumisi tarafından yetim çocuklarla, Ankara merkezi heyetine ve merkezi umumi idare heyetine bir ziyafet verilecek ve bu ziyafette çocuk bakımı ve yetiştirilmesi hakkından sıhhi ve fenni musahabelerde bulunulacaktır. bilhassa merkezi umumi reisi ile Ankara merkezi reisi bu mevzu üzerinden söz söyleyeceklerdir.
2- çocuk alâyı millet meydanına geldiği vakit bütün fabrikalar düdüklerini, otomobiller kornelerini çalmak suretiyle bu milli ve çocuk bayramını selamlayacaklardır.
3- çocuk bayramından iki gün evvel mekteplere zarf ve yahut teberru kutuları gönderilecektir.
4- çocuk bayramlı gecesi gerek Ankara merkezi ve gerekse merkezi umumi tarafından şehrin münasip yerlerinde fişekler atılacak ve elâbı nariye yakılacaktır.
5- bu programın tamamile tatbiki için 5 Nisan 1931’den itibaren maarif eminliğinden istenilecek mektep mümessilleri ile polis müdüriyetinden ve merkez kumandanlığından seçilip gönderilecek iki mümessilden toplu olacak bir tertip heyeti Ankara merkezi heyeti ile birlikte hazırlığa başlayacaktır.
6- polis müdüriyeti çocuk bayramında düzenin bozulmamasını temin edecek esaslı tedbirler kullanacaktır. Ankara merkezi bu hususta polis müdüriyeti ile temas edecektir.
Etiketler:
2013 TRT Çocuk Şenliği Programı,
23 nisan,
23 nisan bayramı,
23 nisan bayramı neden kutlanır,
23 nisan bayramı resimleri,
23 nisan cocuk bayrami,
23 nisan egemenlik bayramı,
23 nisan egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan gösterileri,
23 nisan milli egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik bayramı ile ilgili yazı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı gösterileri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı nedir,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı resimleri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı şarkıları,
atatürk,
çocuk bayramı,
türkiye büyük millet meclisi
23 Mart 2013 Cumartesi
Milli Eğitim Bakanlığı Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlama Yönergesi
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1– (1) Bu Yönergenin amacı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile
Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramının tarihî önemine yaraşır coşku ve katılımla
anma etkinlikleri, tören ve gösterilere yönelik yapılacak kutlamalara ilişkin usul ve esasları
düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2- (1) Bu Yönerge, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Atatürk'ü Anma
ve Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarına yönelik uygulamalar ile kutlama komitesi ve
teknik komitenin oluşturulmasını, görev, yetki ve sorumluluklarını kapsar.
Dayanak
MADDE 3- (1) Bu Yönerge, 17/3/1981 tarihli ve 2429 sayılı Ulusal Bayramlar ve
Genel Tatiller Hakkındaki Kanun ve 1/10/1981 tarihli ve 17475 sayılı Resmî Gazete'de
Yayımlanan Ulusal ve Resmî Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği’nin 18 inci
maddesi ile Resmî Bayramlar ve Anma Günlerinde Anıtlara Konulacak Çelenklerin
Hazırlanma, Taşınma ve Sunulması Hakkında Yönetmelik ve Anıtkabir Tören Hizmetleri
Yönergesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4- (1) Bu Yönergede geçen;
a) Bakanlık : Millî Eğitim Bakanlığını,
b) Daire Başkanlığı: Okuliçi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Dairesi Başkanlığını,
c) Kutlama komitesi: İl ve ilçelerde Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Atatürk’ü
Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarını gerçekleştirmek amacıyla mülki idare amiri
başkanlığında oluşturulan yetkili ve sorumlu komiteyi,
ç) Teknik komite: İl, ilçe, bucak, kasaba ve köylerde Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı ile Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı hazırlıklarını gerçekleştirmek
üzere kutlama komitesince görevlendirilen öğretmen ve teknik elemanlardan oluşan
komiteyi,
d) Tören yöneticisi: Bayramların hazırlanan programa göre akışını sağlamak üzere,
il/ilçe millî eğitim müdürlüklerince önerilen ve kutlama komitesince onaylanan teknik
komitede görevli beden eğitimi öğretmenini,
e) İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu : Daire Başkanlığınca oluşturulan Atatürk’ü
Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı gösteri ve kutlamalarına ilişkin illerden Bakanlığa
gönderilen dosya ve dokümanları inceleyen komisyonu,
f) Formatör beden eğitimi öğretmeni: Beden eğitimi formatörlük kursuna katılan ve bu
kurs sonucunda belge alan beden eğitimi öğretmenini,
g) Koordinatör formatör beden eğitimi öğretmeni: Formatör beden eğitimi öğretmeni
iken, koordinatör formatör beden eğitimi kursuna katılan ve bu kurs sonucunda belge alan
beden eğitimi öğretmenini,
ğ) İşaret levhası: Tören geçişi sırasında öğrencilerin protokolü selamladığı alanın
başlama ve bitiş yerini belirlemede kullanılan işaret levhalarını ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Kutlama Komitesinin Oluşumu, Görev ve Yetkileri
Kutlama komitesinin oluşumu
MADDE 5- (1) Bayramların tören ve gösterilerini kanun, yönetmelik, yönerge,
genelge ve emirlere uygun şekilde hazırlamak ve uygulamak üzere il, ilçe, bucak, kasaba ve
köylerde kutlama komitesi oluşturulur. Bu komiteler:
a) İl kutlama komitesi; valinin veya görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığında
garnizon komutanlığı, belediye başkanlığı, emniyet müdürlüğü, millî eğitim müdürlüğü,
kültür ve turizm müdürlüğü, gençlik ve spor il müdürlüğü, sağlık müdürlüğü temsilcileri ile
millî eğitim müdürlüğünden beden eğitimi spor ve izcilikle ilgili müdür yardımcısı veya şube
müdürü, izci kurulu başkanı, koordinatör formatör beden eğitimi öğretmeni, bir beden eğitimi, bir müzik ve bir resim/görsel sanatlar öğretmeninden oluşur. Devlet töreni yapılmasına karar verilen ilde oluşturulacak Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı kutlama komitesinde Daire Başkanı ile ilgili şube müdürü de yer alır.
b) İlçe kutlama komitesi; kaymakam’ın başkanlığında garnizon komutanı, belediye
başkanı, emniyet müdürü, millî eğitim müdürü, gençlik ve spor müdürü, sağlık grup başkanı,
törenlerle ilgili millî eğitim şube müdürü, izci kurulu başkanı, koordinatör formatör veya
formatör beden eğitimi öğretmeni, bir beden eğitimi, bir müzik ve bir resim/görsel sanatlar
öğretmeninden oluşur.
c) Bucak, kasaba ve köylerde kutlama komitesi; bucak müdürü bulunmayan bucaklarla,
kasaba ve köylerde varsa ortaöğretim okulu/kurumu, yoksa ilköğretim okulu müdürlerinden
en kıdemlisinin koordinatörlüğünde varsa belediye başkanı, karakol komutanı, sağlık ocağı
temsilcisi, köy muhtarı ile bir beden eğitimi, bir müzik ve bir resim/görsel sanatlar
öğretmeninden oluşur. Beden eğitimi, müzik ve resim/görsel sanatlar öğretmeninin
bulunmadığı yerlerde diğer sınıf veya branş öğretmenlerinden oluşur.
(2) Kutlama komiteleri, uygulanacak kutlama programı için yararlı buldukları kurum ve
kuruluşların temsilcileri, spor kulübü başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve ihtiyaç
duyulan teknik elemanlarla da üye sayısını artırabilir.
Kutlama komitesinin görev ve yetkileri
MADDE 6 – (1) Kutlama komitesinin görev ve yetkileri şunlardır:
a) 1–15 ekim tarihleri arasında ilk toplantısını yapmak. Bu toplantıda il ve ilçe millî
eğitim müdürlüklerince okullarda eğitim-öğretimin aksatılmaması için gerekli tedbirler
alınarak isimleri belirlenmiş öğretmenlerden oluşan teknik komite üyeleri ile tören yöneticisi
beden eğitimi öğretmenini onaylamak. Bucak, kasaba ve köylerde kutlama komitesi üyesi
olan okul müdürü tarafından önerilen teknik komite üyelerini ve tören yöneticisi beden
eğitimi öğretmenini belirlemek.
b) Bayramların nisan ve mayıs aylarında iklim şartlarını da dikkate alarak tören ve
gösterilerin varsa stadyum, yoksa hipodrom, meydan, alan, cadde, sokak ve benzeri yerlerden
hangisinde yapılacağına karar vermek.
c) Bayramların hangi etkinliklerden oluşacağına karar vermek.
ç) Teknik komitece hazırlanan bayram kutlama programını görüşerek onaylamak.
d) Gerekli tedbirleri almak koşuluyla mevsim özelliklerini de dikkate alarak çelenk
sunma dışında, bayramların, tören ve gösterilerin başlama ve bitiş saatleri ile yerini
belirlemek.
e) Bayram kutlamalarına; kurum ve kuruluşların, halkın, yerel yönetimlerin, sivil
toplum kuruluşlarının etkin ve coşkulu katılımını sağlamak için gerekli tedbirleri almak.
f) Bayram kutlamalarına katılmak için 15 kasım tarihine kadar yazılı başvuruda
bulunan kurumların, sivil toplum kuruluşlarının istek ve önerilerini değerlendirmek, uygun
bulunan önerileri bayram programına dahil etmek ve kesinleşen programı ilgililere
duyurmak.
g) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor
Bayramı kutlamalarının eğitici, ilgi çekici ve eğlendirici özellikte olmasına özen göstermek.
ğ) Bayram kutlama giderlerinin karşılanması için sponsorların, belediyelerin, resmî/
özel kurum ve kuruluşların katkısını sağlamak.
h) Teknik komite üyeleriyle; bayram senaryosu, saha içi gösterilerine katılan
öğrencilerin araçları ve kıyafetleri ile kullanılacak müzikler üzerinde görüş birliğine varmak .
ı) Türkiye Radyo Televizyon Kurumu veya özel televizyon kuruluşlarıyla iş birliği
yaparak bayram kutlamalarının tanıtımını ve yayınlanmasını sağlamak.
(2) Kutlama komitesi başkanı; il, ilçe, bucak, kasaba ve köylerde bayramların hazırlık
çalışmalarını yakından izleyerek gerekli önlemlerin alınmasını sağlar.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Teknik Komitelerin Oluşumu, Üye Seçimi, Görevlendirilmeleri, Çalışma Şekli ve Görevleri
Teknik komitelerin oluşumu
MADDE 7- (1) Bayram kutlamaları için sadece bir teknik komite oluşturulabileceği
gibi ayrı teknik komiteler de oluşturulabilir.
a) Teknik komiteler, il/ilçe millî eğitim müdürlüklerince; tören yöneticisi beden eğitimi
öğretmeni, il/ilçe izci kurulu üyesi, koordinatör formatör veya formatör beden eğitimi
öğretmeni, 3 bayan, 3 erkek beden eğitimi öğretmeni, 1 resim/görsel sanatlar öğretmeni, fon
gösterisi yapılması hâlinde 3 resim/görsel sanatlar öğretmeni,1 müzik öğretmeni, 1 Türkçe
veya Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni ile 1 bilgisayar öğretmeninden oluşturulabilir.
b) Gerek duyulması hâlinde teknik komitelere; Devlet opera ve balesi, Devlet tiyatroları, konservatuvar, güzel sanatlar fakültesi, beden eğitimi ve spor yüksek okulu elemanları ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri ilave edilebilir.
(2) Program yoğunluğu dikkate alınarak bayram etkinlikleri için 3 kişilik alt komiteler
de oluşturulabilir. Alt komitelerde görevlendirilen öğretmenlerle birlikte, bayram
komitelerinde görevlendirilen öğretmenlerin toplam sayısı 18 kişiyi geçemez.
Üye seçimi ve görevlendirilmeleri
MADDE 8-(1) İl ve ilçelerde oluşturulan teknik komite üyeleri, kutlama komitelerinin
yapacakları ilk toplantıda kutlama komitesinin onayına sunulur.
(2) Teknik komitelere seçilen öğretmenlerin görevlendirilmeleri, 1 kasım tarihinde
çalışmalara başlamalarını sağlayacak şekilde gerçekleştirilir.
Çalışma şekli
MADDE 9- (1) Teknik komiteler çalışmalarını, kutlama komitesinin de üyesi olan il
millî eğitim müdür yardımcısı veya şube müdürü ile ilçe millî eğitim şube müdürünün
başkanlığında yürütür.
Görevleri
MADDE 10 – (1) Teknik komitelerin görevleri şunlardır:
a) Bayramlarla ilgili hazırlıkların çalışma takvimini oluşturmak.
b) Kasım ayının ilk haftasından itibaren bayram kutlama programlarını hazırlamaya
başlamak ve 15 aralık tarihine kadar tamamladıktan sonra kutlama komitesinin onayına
sunarak kesinleştirmek.
c) Ortak çalışma sayısını, genel prova dahil olmak üzere merkez nüfusu bir milyonun
üzerindeki illerde en fazla 10, diğer il ve ilçelerde en fazla 7 çalışma günü olarak tespit
etmek.
ç) Tören ve gösterilere katılacak okulları/kurumları, bayramın senaryosunu,
gösterilerdeki koreografileri, hareketleri, kullanılacak müzikleri, kıyafetleri, materyalleri, şiir
ve konuşma metinlerini tespit etmek.
d) Şiir ve konuşma metinlerini okuyacak öğrencileri yarışma yöntemiyle belirlemek.
e) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında, yönetim makamlarında temsili olarak
görev yapacak öğrencileri tespit etmek.
f) Tören ve gösterilerde görevli grupların tören alanına yerleşimlerini, tören geçişini
ve gösteri sırasını düzenlemek.
g) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında, kutlamalara katılan öğrencilerin yaş
düzeyini dikkate alarak uygulanacak tören geçişşekline karar vermek.
. ğ) Kutlama komitesince gerek görülmesi hâlinde, bayram hazırlıklarına ve
karşılaşılan sorunları değerlendirme toplantılarına katılmak.
h) Bucak, kasaba ve köylerde teknik komiteler tarafından hazırlanan bayram kutlama
programlarını incelenmek üzere 15 aralık tarihine kadar ilçe millî eğitim müdürlüklerine
göndermek. İlçelerde üçten az Beden Eğitimi öğretmeninin bulunması durumunda, bayram
kutlama programlarını incelenmek üzere il millî eğitim müdürlüğüne göndermek.
ı) Bayram kutlamalarında tasarruf ilkesine uyarak anma, tören ve gösterilerde
kullanılacak tüketime yönelik mal ve malzemenin cinsini, sayısını belirlemek.
i) Mahallen temin edilecek gelirler ile Bakanlıkça genel bütçe imkânları ölçüsünde
ekonomik tertipten gönderilecek ödeneklerden cins ve sayıları belirlenen mal ve malzemeyi
temin etmek.
j) Temin edilen mal ve malzemenin dağıtımı ile tören sonrası toplanması ve
depolanmasını sağlamak.
k) Başkentte veya başka bir ilde Devlet töreni olarak kutlanacak Atatürk’ü Anma ve
Gençlik ve Spor Bayramının kutlama giderlerinin her yıl bütçenin merkez ve taşra için ilgili
tertibine konulan ve Bakanlıkça illere gönderilecek ödeneklerden karşılanmasını sağlamak.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Başkentte Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlamaları
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları
MADDE 11 - (1) Bayram kutlamaları; ulusal egemenlik etkinlikleri ile tören ve gösteri
bölümlerinden oluşur.
Ulusal Egemenlik etkinlikleri
MADDE 12 - (1) Ulusal egemenlik etkinlikleri;
a) Hafta boyunca; Anıtkabir, Kurtuluş Savaşı Müzesi (İlk Meclis Binası) , Türkiye
Büyük Millet Meclisi ve müzelere ziyaretler, ulusal ve uluslararası çocuk şenlikleri, ulusal ve
yerel basında bayram kutlama programının tanıtımı; Atatürk ve ulusal egemenlikle ilgili
panel, konferans,açık oturum, koro ve konserler; kermes, sergi ve fuarlar; tiyatro, çeşitli
branşlarda spor organizasyonları; bilgi, proje, şiir, resim ve karikatür yarışmaları,
münazaralar; izcilik, gezi ve Engelliler Konfederasyonu ve bağlı kuruluşların etkinlikleri,
ayrıca imkânlar ölçüsünde Çanakkale ve Kurtuluş Savaşının yapıldığı tarihî mekânlara
ziyaretler; sağlık taramaları ve ödül törenlerinden oluşur.
b) Kutlama komiteleri, günün anlam ve önemine uygun olmak koşuluyla bu etkinlikleri
artırabilir veya bu etkinlikler içerisinden kendi imkânlarıyla gerçekleştirilmesi mümkün
olanları uygulayabilirler.
c) Ulusal egemenlik etkinlikleri, bayram haftasında yoğunlaşacak şekilde planlanıp
gerçekleştirilir.
Tören ve gösteriler
MADDE 13 -(1) Tören ve gösteriler aşağıdaki şekilde gerçekleştirilir:
a) 23 Nisan günü saat 09.00 - 09.30 arasında Millî Eğitim Bakanı ve beraberindeki
heyetle Anıtkabir’de mozoleye çelenk konulmasını takiben, bir dakikalık saygı duruşu ve
İstiklal Marşı söylenerek Bayrağın direğe çekilmesiyle başlar.
b) Başkent’te, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Atatürk Anıtlarına, Heykel ve
Büstlerine çelenk koyma törenleri, valilik adına il millî eğitim müdürlüğünce düzenlenir.
Atatürk Anıtları ile Heykel ve Büstlerine çelenk koyma, tebrikata giriş sırasına göre
uygulanır.
c) Bayram kutlamalarına katılacak tören ve gösteri grupları, 23 Nisan günü saat 09.30-
10.00 arasında kutlama komitesince belirlenen tören alanında yerlerini alır.
ç) 23 Nisan günü saat 10.00’da Millî Eğitim Bakanı, vali, garnizon komutanı ve
belediye başkanı törene katılanların ve halkın bayramını kutlar.
d) İstiklal Marşı eşliğinde Bayrak direğe çekilir.
e) Bayramın açış konuşması, Millî Eğitim Bakanı tarafından tören alanında yapılır.
f) Teknik komite tarafından seçilen bir öğrenci, Öğrenci Andını okur ve diğer
öğrenciler de yüksek sesle tekrar eder.
g) Bir öğrenci, günün anlam ve önemini belirten konuşma yapar, bir öğrenci de şiir
okur.
ğ) Tören geçişi; tören yöneticisi, Bayrak grubu, flama grubu ve teknik komitenin
geçişinden sonra; diğer grupların geçiş sırası ise teknik komite tarafından belirlenen sıraya
göre yapılır.
h) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gösterileri; çocuk kortejleri, halk oyunları,
dans, bale, cimnastik gösterileri, bando gösterileri, seçilecek konuların müzik eşliğinde
dramatize edilmesi, ulusal kahramanları, masal kahramanlarını, doğayı ve çizgi
kahramanlarını canlandırma, eğlenceli ve sportif yarışmalar, korolar, konserler, ulusal ve
uluslararası çocuk şenlikleri, fener alayı, ışık, havai fişek gösterileri, ulusal egemenlik
kapsamında yapılan etkinliklerin ve spor yarışmalarının final ve ödül törenlerinden oluşur.
Kutlama komiteleri, günün anlam ve önemine uygun olmak koşuluyla bu gösterileri
artırabilir veya etkinliklerden gerçekleştirilmesi mümkün olanları uygulayabilir.
ı) Teknik komite tarafından belirlenen ve millî eğitim müdürlüğünce görevlendirilen
öğrenciler, bayram günü yönetim makamlarını ziyaret ederek ve bu makamlarda temsili
olarak görev yapar.
i) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında tören ve kutlamaların yapıldığı alanlara ve
kutlama komitelerince uygun görülecek diğer yerlere, Bayrak, Atatürk Posterleri, ulusal
egemenlik, Türkiye Büyük Millet Meclisi, demokrasi ve çocuklarla ilgili döviz ve afişler
asılır.
j) Okul öncesi ve ilköğretim kurumlarından, il veya ilçelerde kutlanan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı tören ve gösterilerine katılmayan diğer öğrenciler, okullarında bayramı
yoğun etkinliklerle kutlar.
k) Ortaöğretim okul/kurumları bayramı, egemenlik haftasında ulusal egemenlik
etkinlikleri kapsamında kutlar.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Başkent Dışında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlamaları
Kutlamalar
MADDE 14 – (1) İl, ilçe, bucak kasaba ve köylerde Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı kutlamaları; ulusal egemenlik etkinlikleri ile tören ve gösteri bölümlerinden oluşur.
Etkinlikler
MADDE 15 – (1) Ulusal Egemenlik etkinliklerinde Yönergenin 12 nci maddesinin
birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri uygulanır.
Tören ve gösteriler
MADDE 16 – (1)Tören ve gösteriler aşağıda belirtilen şekilde gerçekleştirilir:
a) 23 Nisan günü saat 09.00- 09.30 arasında Atatürk Anıtlarına, Heykel ve Büstlerine
çelenk konulmasını takiben bir dakikalık saygı duruşunda bulunulur ve İstiklal Marşı
eşliğinde Bayrak direğe çekilir. Atatürk Anıtlarına, Heykel ve Büstlerine çelenk koyma 8
törenleri, valilik veya kaymakamlık adına; il ve ilçe millî eğitim müdürlükleri tarafından
tebrikata giriş sırasına göre uygulanır.
b) Bayram kutlamalarına katılacak tören ve gösteri grupları, 23 Nisan günü saat 09.30-
10.00 arasında kutlama komitesince belirlenen tören alanında yerlerini alır.
c) İllerde; vali, garnizon komutanı ve belediye başkanı, ilçelerde; kaymakam, garnizon
komutanı ve belediye başkanı 23 Nisan günü saat 10.00’da tören alanındaki öğrencilerin ve
halkın bayramını kutlar. Bucak müdürü bulunmayan bucaklar ile köylerdeki bayram
programında törene katılanların ve halkın bayramının kutlanması ile tören geçişi
uygulamasına yer verilmez.
ç) İstiklal Marşı ile Bayrağın direğe çekilmesini takiben bayramın açış konuşması, millî
eğitim müdürü tarafından yapılır.
İl, ilçe, bucak, kasaba ve köylerde, Yönergenin 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(f), (g), (ğ), (h), (ı), (i) ve (j) bentleri uygulanır.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Resmî Bayramlar ve Kurtuluş Günlerinde Dikkat Edilecek Diğer Hususlar
Anma etkinlikleri, tören ve gösterilerde dikkat edilecek diğer hususlar
MADDE 22 - (1) Anma etkinlikleri ile tören ve gösterilerde aşağıdaki esaslara
uyulur:
a) Bayramlarda stadyumlardaki tribünlerin uygun olması durumunda fon gösterilerine
yer verilebilir.Öğrencilerin eğitim-öğretimini olumsuz etkileyecek yorucu ve uzun süreli ortak 12
çalışma gerektiren fon gösteri provalarında, bu Yönergenin 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendine göre hareket edilir.
b) Kutlama komitesi, nisan ayının hava şartlarını dikkate alarak Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramının kutlama şeklini ve yerini belirler.
c) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için 21 nisan, Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve
Spor Bayramı için 17 mayıs günlerinde genel prova yapılır. Bu tarihlerde genel provanın
yapılamaması durumunda bir sonraki gün yapılabilir.
ç) Gösterilerin müzik eşliğinde yapılması hâlinde, seçilen müziklerin sözsüz, öğrenci
seviyesine uygun olmasına ve çağdaş Türk bestecilerinin eserleri ile gösterilerin özelliğine
göre özgün halk müziği eserlerine de yer verilmesine özen gösterilir. Müzik ritminin kolay
anlaşılır olmasına dikkat edilerek gerektiğinde müziğe canlılık getirmek ve coşku yaratmak
amacıyla efekt kullanılabilir.
d) Bayramların gösteri bölümlerinde eğitsel değeri bulunmayan ve öğrencilerin yaş
düzeylerine uygun olmayan tehlikeli, yorucu ve uzun zaman alıcı etkinliklerden kaçınılır.
e) Halk oyunları dışında, şalvar ve benzeri giysiler gösteri kıyafeti olarak giyilmez.
f) Bayramla ilgili tören ve gösterilerin, iki saatlik sürede tamamlanmasına özen
gösterilir.
g) Eğitim-öğretim etkinlikleri aksatılmaksızın ortak çalışma, prova ve bayram
günlerinde tören alanının düzen ve disiplini, tören yöneticisi ve teknik komitenin ilgili
kurumlarla yapacağı iş birliği ile sağlanır.
ğ) Bayram hazırlık çalışmalarında ve provalarında görev alan teknik komite üyeleri,
idareciler, öğretmenler ve öğrenciler görevli sayılır. Çalışmalarda geçen günler, öğrencilerin
okula devamsızlıklarından sayılmaz.Yönetici ve öğretmenlere çalışmalara katıldığı günlere
denk gelen ek ders ücretleri ile ders dışı eğitim ücretleri, “ Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve
Öğretmenlerinin Ders ve Ek ders Saatlerine İlişkin Karar” hükümlerince ödenir.
h) Çelenk koyma töreninin 5 dakikalık sürede yapılması esastır.
Törenlerin ertelenmesi
MADDE 23 – (1) Bayram günlerinde havanın yağışlı ve tören alanının gösterilerin
yapılmasına uygun olmaması hâlinde, kutlama komitesince aynı gün içinde olmak üzere
önceden belirlenecek kapalı mekânlarda programın kutlama bölümü gerçekleştirilir.Gösteriler bölümü ise bayram günlerini takip eden ilk tatil gününe de ertelenebilir.Ancak ikinci bir erteleme yapılmaz.
Kutlama programlarının Bakanlığa gönderilmesi
MADDE 24- (1) Kutlama programlarına ait CD kayıtları Bakanlığa aşağıda belirtildiği
şekilde gönderilir: 13
a) İl millî eğitim müdürlükleri; kutlama programlarına ait CD görüntü kayıtlarını
değerlendirilmek üzere 1 ocak tarihine, Atatürk'ü anma, tören ve gösterilerinin EK-1, 2
istatistik raporları ile il merkezlerindeki kutlamalara ait CD görüntü kayıtlarını ise 15 haziran
tarihine kadar Daire Başkanlığına gönderir.
b) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının il merkezlerindeki kutlamalarına ait CD
görüntü kayıtları, istenilmesi hâlinde değerlendirilmek üzere İlköğretim Genel Müdürlüğüne
de gönderilir.
Diğer bayram ve kurtuluş günleri kutlamaları
MADDE 25- (1) Koordinesi diğer bakanlıklarca yapılan bayramlar ile kurtuluş
günlerinde yapılacak anma etkinlikleri, kutlama, tören ve gösterilerde bu Yönerge hükümleri
uygulanır.
ONUNCU BÖLÜM
İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunun görevleri
Komisyon
MADDE 26 – (1) İnceleme ve değerlendirme komisyonu, her öğretim yılı başında
Ankara il merkezinde görevli 10 yıllık hizmeti bulunan ve son üç yılın sicil notu ortalaması
en az iyi olan, il/ilçe teknik komitelerinde öncelikle üç yıl veya daha fazla süreli çalıştığını
belgelendiren üç beden eğitimi öğretmeninden Daire Başkanlığının teklifi doğrultusunda
Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin
Karar’ın 21 inci maddesi hükmünce Makam onayı ile oluşturulur. Bu komisyonda görev
alanlar, en fazla üç kez görevlendirilebilir.
Komisyonun görevleri
MADDE 27 – (1) Komisyon;
a) İllere ait Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramının stadyum içi ve dışı tören ve
gösterilerine ait kutlama programlarını ve bayram sonu gösteri CD görüntü kayıtlarını
inceleyerek rapor düzenler.
b) İllerde yapılan anma etkinlikleri ile tören ve gösterilere ait CD görüntü kayıtlarını
arşivler ve yararlanmak isteyen il/ilçe teknik komitelerine yardımcı olur.
c) Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı stadyum içi ve dışı kutlamalarına ait
illerden, EK:1-2 formuna uygun olarak gönderilen istatistik raporlarını değerlendirir.
ç) Törenlerle ilgili yaşanan sorunlara yönelik inceleme araştırma yapar ve
değerlendirmesini rapor hâline getirir.
d) Daire Başkanlığınca verilen diğer görevleri yapar.14
ONBİRİNCİ BÖLÜM
Yürürlükten Kaldırılan Mevzuat, Yürürlük, Yürütme
Yürürlükten kaldırılan mevzuat
MADDE 28 - (1) 6 Kasım 1995 tarihli ve 2442 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanan
Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı Kutlama Yönergesi ile 19 Mart 2004 tarihli ve
2560 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanan Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Gençlik ve Spor
Bayramı İnceleme Değerlendirme Komisyonu ve Danışma Kurulu Hakkında Yönerge
yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
MADDE 29– (1) Bu Yönerge, onaylandığı tarihte yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 30– (1) Bu Yönerge hükümlerini Millî Eğitim Bakanı yürütür.
Etiketler:
2013 TRT Çocuk Şenliği Programı,
23 nisan,
23 nisan bayramı,
23 nisan bayramı neden kutlanır,
23 nisan bayramı resimleri,
23 nisan cocuk bayrami,
23 nisan egemenlik bayramı,
23 nisan egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan gösterileri,
23 nisan milli egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik bayramı ile ilgili yazı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı gösterileri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı nedir,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı resimleri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı şarkıları,
23 nisan yönergesi,
çocuk bayramı,
milli eğitim bakanlığı,
Milli Eğitim Bakanlığı Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlama Yönergesi
20 Mart 2013 Çarşamba
TRT 34. Çocuk Şenliği Finali-Konya
Etiketler:
2013 TRT Çocuk Şenliği Programı,
23 nisan bayramı neden kutlanır,
23 nisan bayramı resimleri,
23 nisan cocuk bayrami,
23 nisan egemenlik bayramı,
23 nisan egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan gösterileri,
23 nisan milli egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik bayramı ile ilgili yazı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı gösterileri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı nedir,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı resimleri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı şarkıları,
çocuk bayramı,
trt,
trt çocuk şenliği,
trt çocuk şenliği konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Tarihçesi
İstanbul'un işgalinden üç gün sonra, Atatürk ünlü 19 Mart 1920 tarihli bildiriyi yayımladı. Bildiride,"olağanüstü yetkiler taşıyan bir Meclisin Ankara'da toplanacağı, Meclis'e katılacak üyelerin nasıl seçilecekleri, seçilerin en geç onbeş gün içinde yapılması gereği, kesin ve kararlı ifadelerle yer alıyordu. Ayrıca, dağılan Meclis-i Mebusan'ın üyeleri de Ankara'daki Meclis'e katılabileceklerdi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temelleri Ankara'daki bu ilk tarihi binada atıldı. Birinci Meclis Binası, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın yönetim yeri olarak pek çok tartışma ve millî kararlara sahne oldu: Bu yapı bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak, ilk yılların anılarını sergiliyor. İllerde seçilen temsilciler ve Meclis-i Mebusan'ın
bir kısım üyeleri Ankara'ya geldiler.
Ankara'nın o günkü şartları içinde Meclis'in toplanabileceği elverişli bir bina yok gibiydi. Sonunda, İkinci Meşrutiyet döneminde, İttihat ve Terakki Cemiyeti kulübü olarak yapılmış tek katlı bir bina uygun görüldü. Eksik kalmış yapı tamamlandı, okullardan toplanan ve halkın katkısıyla sağlanan eşyalarla donatıldı. Hazırlıklar tamamlanınca, Atatürk 21 Nisan'da yayınladığı ikinci bir bildiri ile, Meclis'in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu.
23 Nisan 1920 Cuma sabahı erken saatlerde, Ankara'da bulunan herkes Meclis Binası çevresinde toplandı. Halk, kendi kaderine sahip çıkmanın coşkusu içindeydi. Hacı Bayram Camii'nde kılınan öğle namazından sonra, Meclis binası girişinde gözleri yaşartan muhteşem bir tören yapıldı. Saat 13.45'de, Ankara'ya gelebilen 115 milletvekili Meclis salonunda toplandı.
Parlamento geleneklerine göre, en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif Bey (1845), Başkanlık kürsüsüne çıktı ve aşağıdaki konuşmayı yaparak Meclis'in ilk toplantısını açtı.
"Burada Bulunan Saygıdeğer İnsanlar, İstanbul'un geçici kaydiyle yabancı kuvvetler tarafından işgal olunduğu ve bütün temelleri ile halifelik makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının yok edildiği hepimizce bilinmektedir. Bu duruma baş eğmek, milletimizin, teklif olunan yabancı köleliğini kabul etmesi demektir. Ancak tam bağımsızlık ile yaşamak için kesin olarak kararlı bulunan ve ezelden beri hür ve başına buyruk yaşamış olan milletimiz, kölelik durumunu son derece ve kesinlikle reddetmiş ve hemen vekillerini toplamaya başlıyarak Yüksek Meclisimizi meydana getirmiştir. Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum."
Bu açış konuşmasında, millî egemenliğe dayalı yeni Türk parlamentosunun adı da "Büyük Millet Meclisi" olarak konulmuştu. Bu ad herkesçe benimsedi. Daha sonra Atatürk'ün tüm konuşmalarında yer aldığı şekliyle ve ilk kez 8 Şubat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesinde de yazılı olarak, "Türkiye Büyük Millet Meclisi" (TBMM) adı kalıcılık kazandı.
TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal Paşa'yı (Atatürk), başkanlığa seçti. Mustafa Kemal Paşa, kendi öncülüğünde kurulan TBMM'nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü. TBMM, açılışından iki gün sonra, sadece yasama değil, yürütme gücüne de sahip olacak hukukî ve siyasî yapısını düzenleme çalışmalarına başladı.
Bu düzenlemeler, TBMM'nin tam bir güçler birliği ilkesini benimsediğini göstermişti. 2 Mayıs 1920'de Bakanlar Kurulunun seçilmesi hakkındaki yasa çıkarıldı. 11 Bakandan oluşan "Meclis Hükümeti", 5 Mayıs'da TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığında ilk toplantısını yaptı. TBMM'nin açılışı ile birlikte, millî egemenliğe dayalı yeni Türk Devleti doğmuş oluyordu. Birinci TBMM'nin iki temel hedefi, kesin zaferi kazanmak ve yeni devletin otoritesini güçlendirmek, kalıcılığını gerçekleştirmekti. Öncelikle, ülke topraklarının yabancı işgalinden kurtarılması gerekiyordu.
3 Aralık 1920'de Ermenistan Cumhuriyeti ile imzalanan Gümrü Barış Andlaşması, TBMM'nin yaptığı ilk uluslararası andlaşmaydı. Böylece Doğu cephesi kapandı. 16 Mart 1921'de imzalanan Moskova Andlaşması ile Rusya, yeni Türk Devletini ve Misak-ı Millî ilkelerini tanıdı. 6-11 Ocak 1921'de Birinci İnönü, 23-31 Mart 1921'de İkinci İnönü ve 13 Eylül 1921'de Sakarya Zaferleri sonucunda, 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Andlaşması ile Fransızlar savaştan çekildi.
Aynı yılın sonunda İtalyanlar da TBMM hükümetiyle işbirliğine giriştiler. 1922 yılında, Yunanistan ve İngiltere dışında, TBMM, tüm ülkelerle iyi ilişkiler içindeydi,TBMM Orduları, 26 Ağustos 1922'de Büyük Zaferi kazandılar. 9 Eylül'de İzmir kurtarıldı.
18 Eylül'de ise Anadolu'da hiçbir yabancı askerî güç kalmamıştı. Yeni Türk Devleti'nin bu başarıları karşısında İngiltere de dahil olmak üzere İtilaf Devletleri ile 11 Ekim 1922'de Mudanya Mütarekesi imzalandı. Doğu Trakya kurtuldu. İtilaf Devletleri, 27 Ekim'de Lozan'da barış görüşmelerinin yapılmasını kararlaştırdılar. Uzun süren görüşmeler sonunda 24 Temmuz 1923'de imzalanan Lozan Barış Andlaşması 24 Ağustos 1923'de TBMM'de onaylandı. Yeni Türk Devleti, askerî, siyasî ve ekonomik özgürlüğüne kavuştu.
Etiketler:
2013 TRT Çocuk Şenliği Programı,
23 nisan,
23 nisan bayramı,
23 nisan bayramı neden kutlanır,
23 nisan bayramı resimleri,
23 nisan cocuk bayrami,
23 nisan egemenlik bayramı,
23 nisan egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan milli egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik bayramı ile ilgili yazı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı gösterileri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı nedir,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı resimleri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı şarkıları,
atatürk,
çocuk bayramı,
tbmm,
türkiye büyük millet meclisi
Atatürk'ün Milli Birlik ve Milli Egemenlik Üzerine Sözleri
1924 Eylül ayında Samsun Ticaret Mektebi’nde öğretmenler tarafından şereflerine verilen çaydaki konuşmasından:
“Söz söyleyen arkadaşlarımızdan biri bana, nereden ilham ve kuvvet aldığımı sordu. Arkadaşlarımızın sorduğu ilham ve kuvvet kaynağı, milletin kendisidir. Milletin müşterek eğilimi, umumî fikri olduğunu inkâr edenler de vardır. Bu gibileri hepiniz çok işitmişsinizdir. Bu gibiler memleket ve milletle alâkasız, gafil insanlardır. Memleketimizin ve milletimizin başına gelmiş olan bunca felâketler hiç şüphe etmemelidir ki, bu gafil insanların memleketin talihini ve iradesini ellerinde tutmuş olmalarından ileri gelmiştir.
Bir topluluğun mutlaka ortaklaşa bir fikri vardır. Eğer bu, her zaman dile getirilemiyor ve belirtilemiyorsa onun yokluğuna karar verilmemelidir. O, yapılan işlerde mutlaka mevcuttur. Varlığımızı, bağımsızlığımızı kurtaran bütün işler ve hareketler, milletin müşterek fikrinin, arzusunun, azminin yüksek belirtisinden başka bir şey değildir.” (1924 Atatürk’ün Maarife Ait Direktifleri, s. 21-22)
“Türkiye Cumhuriyeti yalnız iki şeye güvenir Biri Millet kararı diğeri en ağır ve müşkül şartlar içinde dünyanın takdirlerine hakkı ile lâyık görülen Ordunun kahramanlığı (diyen Atatürk Millî Mücadelenin en karanlık günlerinde yanında bulunan sadık yakınlarından gazeteci Yunus Nadi Bey'in ''Her kerameti Meclisten beklemek niyetinde miyiz diye sorması üzerine, Mustafa Kemal'in verdiği cevap şu olmuştur)
''Ben her kerameti Meclisten bekleyenlerdenim. Bir devreye yetiştik ki onda her iş meşrû olmalıdır. Millet işleri de ancak millî kararlara istinad etmekle, milletin hissiyat-ı umumiyesine tercüman olmakla hâsıldır. Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O, esaret ve zillet kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine ‘Ey Millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin’ diye sormak lâzımdır. Ben, milletin vereceği cevabı biliyorum... Bizim bildiğimiz hakikatler milletçe de tamamen malûm olunca, onun kararlar bahsinde de bizim gibi düşüneceği neden kabûl edilmemelidir Ben, bilâkis milletin bu hususta daha salim, daha kat'i kararlar vereceğine kaniim.” (1920)
“Tarihimizi tetkik ediniz. Türk’ün çektiği bütün felâketler, maruz kaldığı tehlikeler ve musibetler hep kendi öz benliğini, millî varlığını ihmâl ederek nereden geldikleri ve ne oldukları, hangi nesle mensup bulundukları belirsiz bir takım kimseleri kendilerine reis tanıyarak onların şuursuz bir vasıtası olmak mevkiine düşmüş olmasındandır.” (Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, s.543)
“Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herşeyden evvel Türkiye’nin istikbâline, kendi benliğine, millî an’anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzûmu öğretilmelidir.” (1 Mart 1922 TBMM açış konuşmasından)
“Türk milletinin kuruluşunda etkili olduğu görülen tabiî gerçekler şunlardır
a) Siyasî varlıkta birlik
b) Dil birliği
c) Yurt birliği
d) Irk ve menşe birliği
e) Tarihî karabet
f) Ahlâkî karabet
Türk milletinin teşekkülünde mevcut olan bu şartlar diğer milletlerde hepsi birden yok gibidir. Daha umumî bir tarif yapabilmek için diyelim ki; bir topluma millet diyebilmek için bu şartlar, aynı zamanda bütün olarak veya kısmen, bir arada bulunmak lâzımdır. Bütün milletler tamamen aynı şartlar altında teşekkül etmemiş olduklarına göre Türk milletinde yaptığımız gibi, diğer her millet ayrı olarak mütalâa edilmedikçe, milliyet fikrini umumî ve ilmî olarak tarif etmek güçtür.”(1930)
Karabet (TDK) Yakınlık, hısımlık
“Millet her türlü iradesini hâkim kılmağa muktedirdir.” (1919 Nutuk)
Macar heyetinin kabûlü esnasında söylediklerinden;
“Bir milletin büyüklüğü coğrafî yüzölçümü ile değil, yüreğinin asaleti, ülküsünün yüksekliği ile ölçülür.” (Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, 1 Ocak 1934, s.3)
“Benim için en büyük korunma noktası ve şefkat kaynağı milletimin sinesidir.” (1919 Reşit Paşa’nın Hatıraları, s. 86)
“Kudretsiz dimağlar, zayıf gözler, hakikatı kolay göremezler. O gibiler Büyük Türk Milleti’nin yüksek seviyesine nazaran geri adamlardır. Fakat zaman bütün hakikatleri en geri olanlara dahi anlatacaktır. Milletimizi vehimlerden kendini kurtarmağa muktedir hale getirmeye çok çalışalım.” (19 Ekim 1925, Cumhurbaşkanları, Başbakanlar ve Millî Eğitim Bakanlarının Millî Eğitimle İlgili Söylev ve Demeçleri, s. 27)
“Bilelim ki kazandığımız muvaffakıyet milletin kuvvetlerini birleştirmesinden ileri gelmiştir. Eğer aynı muvaffakıyetleri, zaferleri ileride de kazanmak istiyorsak, aynı esasa dayanalım, aynı yolda yürüyelim.” (Büyük Zafer’in ardından Anadolu’ya yaptığı ilk gezide halka hitaben... 1923)
“Milletimiz tek bir vücûd gibi gösterdiği sarsılmaz birlik ve gayret sayesinde başarıya ulaşmıştır.” (Büyük Zafer Hakkında, 4 Ekim 1922)
“Bizim Milletimiz derin bir maziye mâliktir. Milletimizin hayat-i asarını düşünelim. Bu düşünce bizi elbette altı, yedi asırlık Osmanlı Türklüğünden çok, asırlık Selçuk Türklerine ve ondan evvel bu devirlerin her birine muadil olan Büyük Türk devirlerine kavuşturur.” (Samsun Ticaret Mektebi’nde öğretmenler tarafından şereflerine verilen çaydaki konuşmasından, Eylül 1924)
“Silâhı ile olduğu gibi dimağı ile de mücadele mecburiyetinde olan milletimizin birincisinde gösterdiği kudreti ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur. Milletimizin sâf seciyesi istidat ile doludur.” (Ankara’da Maarif Kongresi, Mustafa Kemal Paşa’nın açılış konuşması 16 Temmuz 1921)
Bu memleket tarihte Türk’tü, hâlde Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. (Atatürk'ün Adana Seyahatleri s.31)
“Bu dünyadan göçerek Türk Milleti’ne veda edeceklerin çocuklarına, kendinden sonra yaşayacaklara son sözü bu olmalıdır Benim Türk Milletine, Türk Cumhuriyetine, Türklüğün istikbâline ait ödevlerim bitmemiştir. Siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar edersiniz. Bu sözler bir ferdin değil, bir Türk Milleti duygusunun ifadesidir. Bunu, her Türk bir parola gibi kendinden sonrakilere durmadan tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milletinin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk... Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.” (Mülkiyeliler’e hitabından, 11 Ocak 1935)
“Gereğince vatan için tek bir fert gibi, birleşik azim ve kararla çalışmasını bilen bir ulus, elbette büyük istikbâle hak kazanmış ve adaylığını koymuş bir ulustur.” (1919)
“Yabancılar tamamen inanmalıdır ki, Türkiye’de yaşayan millet, başlı başına bütün dünya milletleri içinde müessir bir varlığa sahiptir. Bu giderilemez.” (1919)
Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki gelişmesi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. (Cumhuriyet’in 10. Yılı Nutku, 29 Ekim 1933)
“Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir.” (1923)
“Bir millet varlığı ve hukuku için bütün kuvvetiyle, bütün fikrî ve maddî güçleriyle alâkadar olmazsa, bir millet kendi kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını temin etmezse şunun, bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz. Millî hayatımız, tarihimiz ve son devirde idare tarzımız, buna pek güzel delildir. Bu sebeple teşkilâtımızda millî güçlerin etken ve millî iradenin hâkim olması esası kabûl edilmiştir. Bugün bütün cihanın milletleri yalnız bir egemenlik tanırlar Milli Egemenlik...” 1920 (Nutuk III, s. 1185)
Türk Milleti yeni bir iman ve kat’i bir azm-i millî ile yeni bir devlet kurmuştur. Bu devletin dayandığı esaslar Tam Bağımsızlık ve Kayıtsız Şartsız Millî Egemenlikten ibarettir. Yeni Türkiye devletinin yapısının ruhu Millî Egemenliktir. Milletin Kayıtsız Şartsız Egemenliğidir... (İzmir’de halka hitaben... 31 Ocak 1923)
“Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür.” (Cumhuriyet’in 10. Yılı Nutku, 29 Ekim 1933)
“Türk Milleti asırlardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli bir lazıme-i hayatiye etmiş bir kavmin kahraman evlatlarıdır. Bu millet istiklâlsiz yaşamamıştır. Yaşayamaz ve yaşamayacaktır.” (1922)
“Bir milletin ruhu zaptolunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça o millete hâkim olmanın imkânı yoktur. Halbuki asırların yarattığı millî bir ruha, kuvvetli ve daimî bir millî iradeye hiçbir kuvvet karşı koyamaz.” (30 Ağustos 1924)
“...Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak, ilk önce bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti; hissî, fikrî ve fiilî olarak bütün davranış ve hareketlerimizle göstermemiz gerekir. Bilelim ki Millî benliğini bulmayan milletler, başka milletlerin şikârıdır (avıdır). Millî varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı, bir Türk şairinin dediği gibi (karşı duvardaki levhayı işaret ederek) ‘Türk’üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi’ diyelim. Düşmanlarımıza bu hakikatı ifade ettiğimiz gün, kanaatimize, mefkûremize, istikbâlimize yan bakan her ferdi düşman telâkkî ettiğimiz gün, millî benliğe uzanacak her eli şiddetle kırdığımız, milletin önüne dikilecek her engeli derhâl devirdiğimiz gün, hakikî kurtuluşa vasıl olacağız.” (20 Mart 1923 Konya gençleriyle konuşmasından, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c.2, s. 144)
Atatürk’ün sözlerinde bir dizesi yer alan ve İstanbul’un İtilâf Devletleri tarafından işgâli sırasında yazılmış olan dörtlüğün tamamı şöyledir
Binlerce can dirilse de nakletse geçmişi,
Dağlar lisana gelse de anlatsa hepsini;
Garbın cebin-î zâlimi affetmedim seni,
Türküm ve düşmanım sana, kalsam da tek kişi...
“Milletin saltanat ve hâkimiyet makamı yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisidir ve bu hâkimiyet makamının hükûmetine Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti derler. Bundan başka saltanat makamı, bundan başka bir hükûmet yoktur ve olamaz.” (1 Kasım 1922)
“Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bütün programlarının umdesi şu iki esastır İstiklâl-i tam... Kayıtsız şartsız millî hakimiyet!..” (27 Nisan 1920)
“Hiç şüphe yok, devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz.”
“Efendiler; Bu umde icabı bütün cihan bilmelidir ki, artık Türkiye halkı; hakimiyetini hiçbir şahıs ve makama veremez. Hakimiyet demek şeref demek, namus demek, haysiyet demektir. Bir milletten bu evsaf-ı medeniye ve insaniyesinin terkini taleb etmek onu insanlıktan çıkarmak demektir.” (İzmir İktisat Kongresi’ndeki konuşmasından, 17 Şubat 1923)
“Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam ve kat'î mânasiyle millî egemenliğin kurulmuş bulunmasına bağlıdır. Bundan ötürü hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir. Toplumumuzda, devletimizde hürriyet sonsuzdur. Ancak onun hududu, onu sonsuz yapan esasın korunmasıyla mevcut ve çevrilidir.” (1923)
“Mutlak ve sınırsız Egemenlik erki yalnız ve yalnız halkın kendisindedir. Halkın toplu halde kendini satması, kendine ihaneti, ya da kötülük etmesi düşünülemez!..”
“Millî müdafaamızı, düşmanların bayrakları babalarımızın ocakları üstünden çekilinceye kadar terk edemeyiz. İstanbul mabetleri etrafında düşman askerleri gezdikçe, öz vatan toprakları üstünden yabancı adamların ayakları çekilmedikçe biz, mücadelemizde devam etmeye mecburuz. Kendi hükûmetimizin idaresi altında bedbaht ve fakir yaşamak, yabancı esareti pahasına kavuşacağımız huzur ve mutluluğa bin kere üstündür.” (Atatürk’ün T.T.B. IV, s. 307 , 1920)
“Atatürk, halk hakimiyetinin esas temel taşının hak ve adalet olduğuna içten inanmış bir adamdı. Bundan dolayı, adalete çok önem verirlerdi. Daima, “Adalet bir devletin esası olduğuna göre mahkemelerin sözde değil gerçekten tarafsızlığını sağlamak her işin başında bulunmalıdır. Hak sahiplerine zorluk çıkarmak, iş sahiplerine, bugün git, yarın gel diye bir takım zorluklara uğratmak, hükümet otoritesi maskesi altında halka zorbaca davranmak, yakışıksız muamelelere cüret etmek gibi haller derhal önlenmelidir” derlerdi.” (Kılıç Ali’nin bir anısı, Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, İstanbul 1955, s. 54)
“Türk çocuklarındaki kabiliyet her milletinkinden üstündür. Türk kabiliyet ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, büsbütün Türk çocukları kendileri için lâzım gelen hamle kaynağını o tarihte bulabileceklerdir. Bu tarihten Türk çocukları bağımsızlık fikirlerini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeyeceklerdir.” (Şemsettin Günaltay, 1951 Olağanüstü Dil Kurultayı, s.33)
“Gerçekleri bilen, kalbinde ve vicdanında manevi ve kutsal hazlardan başka zevk taşımayan insanlar için, ne kadar yüksek olursa olsun, maddi makamların hiçbir değeri yoktur.” (Büyük Nutuk)
23 Nisan 1920... Ankara’da büyük millet meclisi açılmıştır. Memleketin her tarafından birçok milletvekilleri gelmiştir. Bu yeni meclise gelenlerin bir kısmı Ankara’da hiçbir şeyin olmadığını görünce, ümitsizliğe düşmüşlerdi. Bahsedilen ne Yeşilordu, ne hazine, ne yatacak otel, hiçbir şey yoktu. Sadece, Mustafa Kemal...
...Bazılarına bu dava çürük gelmiş olacak ki, memleketlerine dönmeye karar verdiler. Bunlar geri dönerlerse mecliste huzursuzluk olacağını anlayan Mustafa Kemal, kürsüye çıktı. O gün pek heyecanlıydı. Atatürk’ün hayatında belki de böyle canlı bir tablo doğmamıştı. Milletvekillerine hitaben şöyle demiştir
“İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla milli meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta, hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağ’ına çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince de bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim!...” (Falih Rıfkı Atay)
Etiketler:
2013 TRT Çocuk Şenliği Programı,
23 nisan,
23 nisan bayramı,
23 nisan bayramı neden kutlanır,
23 nisan bayramı resimleri,
23 nisan cocuk bayrami,
23 nisan egemenlik bayramı,
23 nisan egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan milli egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik bayramı ile ilgili yazı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı gösterileri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı nedir,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı resimleri,
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı şarkıları,
atatürk,
atatürkün sözleri,
çocuk bayramı,
türkiye büyük millet meclisi
Kaydol:
Yorumlar (Atom)







